Bu Blogda Ara

16 Nisan 2010 Cuma

bir gezi...






suriye.. bundan iki sene önce 23 nisan tatilinde gitmiştim teyzemle birlikte.ama benim için tek sefer gitmek yetmedi ileride tekrar gitmeyi istiyorum, üstelik artık vize de istemiyorlar.ankara dan başlayan yolculuğumuz hatay dan halep e varmamız oradan hama busra , şam ve çevresini gezmemizle beraber 5 gün sürmüştü.ilk iki günümüzde halep te diğer üç günümüzde ise şam da kalmıştık.ilk başta yabancı gelse de osmanlının pekçok mirası ve suriyelilerin biz sevmeleri hatta bazı dizilerimizi en yoğun işleri arasında bile izlemeleri sebebiyle çok da bize yabancı olmadıklarını hissediyorsunuz.hatta size ayrı bir ilgi bile gösteriyor ve suriye türkiye kardeş diyorlar. neyse halep e sabah 8.00 civarı varmıştık.teyzemin arapça hocası güler hocayla gitmemiz bizim için büyük bir avantajdı.çünkü 2 yıl suriye de kalmış ve arapçayı da burada öğrenmişti ve bizim için oldukça iyi bir rehberdi.ayrıca iki çocuğu zeynep ve muhammed ve teyzemin kurs arkadaşı benim hem arkadaş hemde abla gibi sevdiğim medine ablayla yolculuğumuz oldukça keyifliydi.teyzem de suriye pek yabancı sayılmazdı. daha önce iki kere gitmişti ve çok sevdiği için orada yaşamak istediğini bile söylüyor emekli olunca..nerede kalmıştık evet halepte hemen bir otele yerleştik orta sınıf eski ama ruhu olan bir oteldi.merkeze de yakın olması halepin çarşısını , camilerini ve meşhur ayakkabıcılarını gezmemiz için çok avantajlıydı.biraz dinlenip elimizi yüzümüzü yıkayıp kendimizi topladıktan sonra öğlene doğru halepi gezmeye çıktık.tabii ilk bindiğimiz taksici her ne kadar bizi dolandırmaya kalksada ihtiyar arabası buna elvermedi ve sanırım üçüncü kez aynı yeri bize turlatırken duruverdi.aslında teyzem ve güler hoca bunu anlayabilirlerdi ama sanırım yol sersemliğiyle anlayanadılar. neyse çarşısında inip mağazalara bakına bakına gezdik bikaç bişey aldık.sonra öğlen yemeği için bir dürüm arası humus aldı herkes kendine benim midem hassas ve nohut fasulye gibi şeylere aşırı duyarlı olduğundan ben almadım tabiki yine bana bisküvi;( yiyecekler alındıktan sonra hemen yakında halepin merkezinde bir parka gittik ve karnımızı doyurduk tabii ben pek doymadım ne yapalım.sonra gezimize devam ettik.halep çarşını gezmeye başladık osmanlının yapmış olduğu bir çarşıydı ve aslında istanbul daki mısır çarşısı ve kapalı çarşıya çok benziyordu.suriyede alışveriş yapmak için çok az ingilizce ve bir ,iki kelime arapça bilmeniz ama tarzancanızın kuvvetli olması yeterli ancak yetmediği durumlarda yanınızda iyi bir rehberin olması en güzeli.burayı gezip alışveriş yaparken de akşam olmuştu ve biz namaz kılmak üzere camiye gittik zaten akşam ezanı ile yatsı ezanı arasında hemen hemen bütün dükkanlar kapanıyor.gittiğimiz camiinin hemen yakınında ise bir kilise vardı.değişik bir ortam suriye ama herkes oldukça rahat ibadetini yapıyordu.camiiden çıktıktan sonra ise tekrar çarşı gezmeye devam ettik tabii 5 bayan olduğumuz içinde ayakkabı alışverişi çok oldu çünkü hem ucuz hem de farklı modeller vardı.sonra kösülmüş bir vaziyette otelimize döndük saat 01.00 civarıydı ve halep caddeleri oldukça hareketliydi.
ikinci gün yine sabah erkenden kalkıp kahvaltımızı edip zekeriya peygamberin türbe ve mescidinin olduğu yeri ziyaret etmemizle başladı. halep caddelerini ve halep kalesini gezmemizle ve otele dönüp bir sonraki gün gideceğimiz şam için eşyalırımızı toplayıp uyumamızlada son buldu.yukarıda sadece halep kalesi ve çevre görünümlerini görmektesiniz diğer resimleri de ayrıca yükleyeceğim:))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder